Çek, senet ve diğer alacaklarımızı zamanaşımı süresi içinde alamadığımız takdirde dava açacağız.
Her gün inandığımız kişilere borç para veriyor ya da yaptığımız iş nedeniyle kendimizi alacaklı konumunda buluyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadığımızda ya da inandığımız dağlara kar yağdığında dava açıyoruz. Bu yazımızda alacak davalarının yanı sıra alacak tahsil etme yöntemlerine de değineceğiz.
Alacak davası nedir?
Türk hukuk sisteminde alacak davası en yaygın dava türüdür. Alacaklı ve borçlu olmak üzere iki taraf vardır. Borçlar Kanunu’nda tamamen farklı 4 borç kaynağı vardır. Borçlar Yönetmeliği’nde 4 çeşit borç vardır.
Sözleşmeler 2- Haksız Fiil-İzinsiz Çalışma-4 Sebepsiz Zenginleşme
Yukarıdaki işlemlerden birinden kaynaklanan bir alacaklının alacaklısı olan bir kişi, temerrüde düşmeden borcun tamamını ödemelidir. Tahsildarlar, borçlarını ödemeyen borçlulara karşı bu hareketi iletebilirler. Mahkeme davalının haksızlığa uğradığını tespit ederse, alacaklı icra takibi başlatabilir.
Bir borç beyanında bulunmak için paranın zamanında ödenmemiş olması gerekir. Hatta borçlunun yapması gereken bir şeyi de yapmamış olması gerekir.
Bir borç beyanını dinlemeye hangi mahkeme yetkilidir?
Davayı dinlemek için yetkili mahkeme, olayların başka herhangi bir yerleşim durumunda belirtilmesi dışında, borçlunun ikamet ettiği yerin mahkemesi olacaktır.
Sözleşmenin türüne göre, beyanı dinleyebilecek mahkeme seçilir. Örneğin, kira sözleşmelerinden doğan alacaklar için sulh hukuk mahkemesi yetkilidir.
Tazminat Talepleri için Zamanaşımı
Alacaklar için beyan Borçlar Kanunu, borçlar için niteliklerine göre bir 12 ay, üç yıl, 5 yıl ve on yıl gibi tamamen farklı zaman aşımı süreleri öngörmektedir. Borcun yerine getirilmesini sağlamak için bu aralıkların borçlu tarafından yerine getirilmesi gerekir. Yasal sorumluluk Bu, varlığının sona erdiği anlamına gelmez.
Alacak Davası Dilekçesi
Borç talebi Dilekçenizde ilgili tüm ayrıntıları, kanıtları ve ayrıntıları benimsemeniz gerekecektir. Bunu aşağıdaki adımları takip ederek yapabilirsiniz Aşağıda, bireylerin kendilerine sordukları en tipik sorulardan birkaçı yer almaktadır. Daha sonra, değeri değiştirme konusunda endişelenmenize gerek kalmadan davanızla birlikte devam edebilirsiniz.
Sözleşmeli Beyan
Sözleşmeler bir borç kaynağıdır. Sözleşme ile birlikte, ayrıca yönetmelik ve genel ahlaka da uyum sağlamalıdır. Sözleşmeden doğan bir davada, davacının sözleşmenin ihlali nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın tazmin edilmesi gerekir. Bu durumda, zarara uğradığını göstermek ve karşı tarafı suçlamak zarara uğrayan tarafa düşer.
Tazminat kesin değilse, karar tazminat miktarına karar verecektir. Yaralanan kişi yaralanmaya neden olmuşsa tazminat miktarı azaltılabilir.
Emin olmadığınız iddialar konusunda ne yapmanız gerekiyor?
Borca konu olan ürünlerin kesin değerine karar verilemiyorsa, asgari bir yaklaşık değer belirlenerek de dava açılabilir. Mahkeme, yargılama sırasında borcun kesin miktarına karar verebilir. İcra takibi başlattıysanız ancak masraf kararına itiraz edildiyse, bu itirazın iptali için dava açmanız gerekecektir.
Bir avukat size dava dilekçesinin hazırlanmasında, davanın ifadelerinde ya da birincil temyizden gelen izinlerin reddedilmesinde herhangi bir sorundan nasıl uzak duracağınızı gösterecektir. Kaderinizin olasılıklar tarafından belirlenmesine izin vermeyin. Bunun yerine, borç davalarında uzmanlaşmış bir avukattan yardım isteyin.